Diyaneti Ürküten Araştırma ve Tarihi Gerçekler

05/14/2010

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet GörmezDiyanet İşleri yapılan bir araştırma sonucunda bir gerçeği farketmiş. Müslümanların büyük bir kısmının Kur’an’ı okumadığı, eline almadığı veya okusa bile anlamadığı.
(14 Mayıs 2010 tarihli ilgili haber için buraya tıklayabilirsiniz)

İşin komik tarafı bunu anlamak için 22.000 kişi ile görüşmeleri. Bu zaten bilinen bir gerçek, hele ki diyanet gibi bir kurumun bunu yeni anlamış olması şaşılacak derecede komik. Nedeni ise gayet basit, Diyanet’in kuruluş amacına bakarsak bunu daha iyi anlayabiliriz.
Bir kaç alıntı yapmama izin verin;

Diyanet İşleri Başkanlığı, 4 Mart 1924 tarihinde 429 Sayılı Kanunla Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığına bağlı bir teşkilat olarak kurulmuştur.

Diyanet İşleri Başkanlığı, İslam Dininin inançları, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, Din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevlidir.

Türkiye anayasasının 136. maddesinde; “Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasî görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışmayı ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir.” hükmü yer almaktadır.
Kaynak:
Vikipedi Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı

Atatürk devrimlerinin toplumu çağdaşlaştırmak adına yapılan adımlarından “din” önemli bir yere sahipti.

Hepsi birbirini tamamlar nitelikte ve bir figürü ortaya çıkartmak için dizilmiş domino taşları şeklinde.
Diyanet İşleri de bu taşlardan tam olarak Halifeliğin Kaldırılması’ndan bir gün sonrasına denk geliyor.

Atatürk’ün tam olarak kafasından neler geçti, Diyanet’i kurmakla neyi amaçladı bilemeyiz ama benim fikirlerim bu konuda şöyle; Yazının devamını oku »


Atatürk’ün dine bakışı

05/11/2010

Daha önce birkaç yerde bu konuyu dile getirmiştim. Ancak gelen yorumlardan ve tepkilerden yola çıkarak bir kez daha paylaşmak istedim. Hemde bu sefer olayı her tarafından ele almış bir yazıyı paylaşıyorum. Bu yazısı için şüphecimelek’e teşekkür ederim.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Din ve Tanrı hakkindaki görüşleri baktığımız kaynağa göre çeşitlilik göstermektedir.
İslam’a yakın kaynaklar, Atatürk’ün İslam ve Peygamber’le ilgili söylediği olumlu şeyleri öne sürerken, bazı başka kaynaklarda da tam tersi demeçler karşımıza çıkıyor.

Peki, nasıl oluyor da, bir kişinin aynı konu hakkındaki görüşleri, farklı kaynaklara göre farklılık gösterebiliyor?
Yazının devamını oku »


Dawkins Belgeseli

05/10/2010

Sitenin sağ tarafında bulunan
** Videolar ** Başlığından
Tanrı Yanılgısı – Tüm kötülüğün kökeni
Zihin Virüsleri – Tüm Kötülüğün Kökeni?
Belgesellerini izleyebilirsiniz.
Yazının devamını oku »


Atatürk’ün kendi kaleminden İslam

03/08/2010

Bu yazıyı “Atatürk dindardı” diyenlere, Atatürk’ün kendi kaleminden yazdıkları ile cevap vermek için gönderiyorum. Buyrun;
Paşa’nın el yazısıyla kaleme aldığı o notların “Millet” bölümünden satırlar:”
Türkler Arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arapların dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin ve ne de Mısırlıların vesairenin Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilâkis, Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü, Muhammedin kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde, şamil bir Arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu.
Yazının devamını oku »


Kur’an dan Seçilmiş Bazı Çelişkiler

06/26/2009

Kuran’da sayısız çelişki bulunmaktadır. Bunlardan bazılarını sizler için seçtik…kurandan seçilmiş bazı çelişkiler

Öncelikle belirtmeliyiz ki; Kuran’da bulunan çelişkili Ayet’lerde “nesh” denilen kural devreye girmektedir. Bu kurala göre, ‘sonra gelen Ayet, önce gelen Ayet’in hükmünü iptal etmektedir. Sorun işte bu noktada başlamaktadır.

Öncelikle hangi Ayet’in önce hangisinin sonra geldiği tam olarak bilinememektedir. Çünkü Kuran’ın kronolojik bir yapısı yoktur. Sure’lerin indiği yerler aşagı yukarı bilinse de, kesinlik arzetmez. Bazi Sure’lerde Ayetler birbirine karismis, kimi Mekke de kimisi Medine’de inmiştir. Dolayısla, nesh edilen Ayet’lerin hangileri olduğu açıklıkla bilinmemektedir.
Yazının devamını oku »


Kur’an’ın Allah’ı

06/26/2009

Allah’ın Kuran’daki niteliklerine, daha doğrusu kişilik özelliklerine bir bakalım. Yani insana kişilik olarak ne kadar kuranın allahıbenzediğini, insani zaaflar tasıdığını; asla yüce, ulu, eşşiz olmadığını Kuran verileriyle kısaca inceleyelim.

Kuran’ın Allahı o dönem insanının bakış açısını yansıtmaktadır. Sevgiden yoksun bir cinselliğin yaşandığı bir dönem olduğundan bekardır. Kadınların asagilanıyor olması nedeniyle erkektir. Sıradan insanlar gibi kızar, tehdit eder, polemiğe girer, yemin eder ve armağan vaadeder.
Yazının devamını oku »


Muhammed’in Karıları

06/26/2009

Muhammed’in karılarının sayısı tam olarak bilinmemektedir. Bir çok alim(!) bu konu üzerinde kafa patlatmış, fakat ne muhammed'in karılarıyazık ki ortak bir sayıda buluşamamıslardır. Tarihçi TABERİ de bu çalışma içine girmiş, fakat o da işin içinden çıkamamıştır. Asağıda Taberi’nin bu konudaki çalışmasını vereceğim, yazı Tarih-i Taberi tercümesinden alınmıştır;

Şöyle rivayet ederler ki: Paygamber 15 hatun nikah edindi. 13’ünü gördü ve evine getirdi, kah 11’ini tuttu, kah 10’unu tuttu, ikisini görmeden el çekti. Dünyadan göçtüğünde 9 hatunu vardı.
Yazının devamını oku »


Recm

06/26/2009

Her ne kadar Kuran’da, insanlık dışı bir uygulama olan RECM geçmiyorsa da, RECM resmen İslam hukukunda (Şeri recmhükümlerde) bulunmaktadır.

Recm’in aşağıdaki sözlerden nesh edilip, hükmünün baki olduğu iddia edilmekteymiş; Yazının devamını oku »


Muhammed’in Köleleri

06/26/2009

Aşağıdaki verilecek liste ağırlıklı olarak Prof. Celal Yeniçeri’nin “Hz.Muhammed ve Yaşadığı Hayat” isimli kitabından kölederlenmiştir. Doğrusunu söylemek gerekirse böyle bir listeyi bu kadar derli toplu bir şekilde başka bir kaynakta (Tabi 2. el kaynak olarak) bulmak mümkün değil. Bu yüzden bu çalışma bence takdire şayandır kendisini tebrik ederim. Yorum kısımları bana aittir ve bazı ufak eklemelerim de olmuştur zaten okuduğunuz da bunu farkedeceksiniz.
Yazının devamını oku »


İskenderiye Kütüphanesi

06/26/2009

İskenderiye kütüphanesi, antik dönemlerin bilinen en büyük kütüphanesidir. Fakat ne yazık ki kutuphane

tamamen imha edilmiş, hatta geriye tek bir kitap (tomar) bile kalmamıştır. Yazının devamını oku »