Atatürk’ün kendi kaleminden İslam

Bu yazıyı “Atatürk dindardı” diyenlere, Atatürk’ün kendi kaleminden yazdıkları ile cevap vermek için gönderiyorum. Buyrun;
Paşa’nın el yazısıyla kaleme aldığı o notların “Millet” bölümünden satırlar:”
Türkler Arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arapların dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin ve ne de Mısırlıların vesairenin Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilâkis, Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü, Muhammedin kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde, şamil bir Arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu.

Bu Arap fikri, ümmet kelimesi ile ifade olundu. Muhammedin dinini kabul edenler, kendilerini unutmaya, hayatlarını Allah kelimesinin, her yerde yükseltilmesine hasretmeye mecburdurlar. Bununla beraber, Allaha kendi milli lisanlarında değil, Allahın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitapla ibadet ve münacatta bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe, Allaha ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyet karşısında Türk milleti birçok asırlar, ne yaptığını bilmeksizin, adeta bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuranı ezberlemekten beyni sulanmış, hafızlara döndüler. Başlarına geçebilmiş olan haris serdarlar, Türk milletince karışık, cahil hocalar ağzıyla, ateş ve azap ile müdhiş bir muamma halinde kalan, dini, hırs ve siyasetlerine alet ittihaz ettiler. Bir taraftan Arapları zorla emirleri altına aldılar, bir taraftan Avrupada Allah kelimesinin ilâhî parolası altında Hıristiyan milliyetleriylerine ilişmeyi düşünmediler. Ne onları ümmet yaptılar ne de onlarla birleşerek bir kuvvetli millet yaptılar. Mısırda, belirsiz bir adamı halifedir diye yok ettiler, hırkasıdır diye bir palaspareyi, hilafet alameti ve imtiyazı olarak altın sandıklara koydular, halife oldular. Gâh şarka, cenuba, gâh garb veya her tarafa birden saldıra saldıra, Türk milletinin Allah için, Peygamber için topraklarını, menfaatlarını, benliğini unutturacak Allahla mutevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular. Milli duyguyu boğan, fani dünyaya kıymet vermeyen, sefaletler, zaruretler, felaketler his olunmaya başlayınca, asıl hakiki saadete öldükten sonra ahirette kavuşacağını vat ve temin eden dini akide ve dini his, millet uyandığı zaman onun şu acı hakikati görmesine mani olamadı. Bu feci manzara karşısında kalanlara, kendilerinden evvel ölenlerin ahiretteki saadetlerini düşünerek veya bir an evvel ölüm niyaz ederek ahiret hayatına kavuşmak telkin eden dini hissi; dünyanın acısı duyulan tokatıyla derhal, Türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı, davetlileri, Türk düşmanları olan Arap çöllerine gitti. Türk vicdanı umumisi, derhal, yüzlerce asırlık kudret ve küşayişiyle, büyük heyecanlarla çarpıyordu. Ne oldu? Türkün milli hissi, artık ocağında ateşlenmişti. Artık Türk, cenneti değil, eski, hakiki büyük Türk cedlerinin mukaddes miraslarının son Türk ellerinin müdafaa ve muhafazasını düşünüyordu. işte dinin, din hissinin Türk milliyetinde bıraktığı hatıra..

kaynak: medeni bilgiler sayfa 364 – 403 ( atatürk’ün kendi el yazması )
Medeni Bilgiler Atatürk

5 Responses to Atatürk’ün kendi kaleminden İslam

  1. Haluk dedi ki:

    Atatürk’ün kendi ağzından ve seninkinden çok daha yaygın.
    http://tr.wikisource.org/wiki/Atat%C3%BCrk%27%C3%BCn_Bal%C4%B1kesir_Hutbesi

    Hala bıkmadınız şu evrim saçmalığından. Hususi evrimi anlamak sitesini uzun uzun okudum. Saçmalıklarla dolu.

    • ateistmedya dedi ki:

      Atatürk bir siyasetçiydi. Elbette ki zaman zaman zaman göre şerbet vermesi gayet normaldir.
      Ve bu medeni bilgiler kitabını hala daha piyasada bulabilir, kitabın sonunda yer alan Atatürk’ün kendi el yazmalarına bakabilirsiniz.

      Evrim konusu ise burada tartışamayacağım kadar kapsamlı ve geniş bir konu.

  2. […] Atatürk’ün Kendi Kaleminden İslam […]

  3. hakan1212 dedi ki:

    Atatürk şuan gerçeklerle yüzyüze ve sizden daha evvel tanıştı bu gerçeklerle.Sizde yakında tanışırsınız.Ölüm gelince Allah varmı yokmu,cehennem varmı yokmu net olarak görüp anlarsınız.Buda sizin için görsel ve hissel bir kanıtta olacaktır.Ne büyük bir pişmanlık.Ama ben hala Atatürk’ün dine saygılı ve bağlı biri olarak görüyorum.Değilse şuan gerçekleri o bizden daha iyi biliyor olmalı.Vefat edeli uzun yıllar geçti.Umarım mekanı cennettir.

Yorum bırakın